IQNA

Araştırmacı yazar Nuray Tuncay IQNA için kaleme aldı:

Kadın: Asrı saadetten zuhur asrına

10:58 - March 27, 2023
Haber kodu: 3479746
Bütün insanlara hassaten Müslümanlara rol model olacak, topluma lider olan, toplumu yönlendiren, topluma değer katan kadınların en etkililerinin asrı saadet döneminde öne çıktığını görebiliyoruz.

İslam, kadını narin bir çiçek olarak tanıtmış ve onun korunması ve ihtiyaçlarının karşılanması için de erkeği görevlendirmiştir. Evet, kadın psikolojik ve ruhsal olarak ince kırılgan bir yapıya sahiptir çünkü kadın annedir. Dolayısıyla şefkat, merhamet ve sevgi yönünden erkeğe nazaran daha donanımlıdır.

Elbette ki kadın sadece narin bir çiçek gibi değildir kadın aynı zamanda güçlü bir irade ve detaylara olan dikkati ile en az erkek kadar akılcı ve yöneticidir de.
Anne olan, ev hanımı olan, sosyo-ekonomik sorumlulukları uhdesine alan kadının elbette ki sahip olduğu yetenekler ve etkileri azımsanmayacak kadar çoktur. Bu etkileri üç ana başlık halinde toparlayabiliriz:
Yönetici kadın
Siyasetçi kadın
Öğretici kadın
Bütün insanlara hassaten Müslümanlara rol model olacak, topluma lider olan, toplumu yönlendiren, topluma değer katan kadınların en etkililerinin asrı saadet döneminde öne çıktığını görebiliyoruz.
Bu kadınlar, fahri kainatın değerli eşi Hz. Hatice, biricik kızı Hz. Fatıma ve ciğer paresi, torunu Hz. Zeynep’tir. (Allah’ın selamı üzerlerine olsun)
Yönetici kadın olarak asrı saadetten ilk öne çıkan kadın Rasulullah’ın eşi, müminlerin annesi Hz. Hatice’dir.
Hz. Hatice’yi İslam’a girmeden önce bile yönetici, lider bir kadın olarak görüyoruz. Sahip olduğu muazzam ticaret zekası ile dönemindeki birçok tacirden daha ilerideydi o. Gerek sosyo-ekonomik alanda gerek aile ve kültürel mevzularda fırsatlardan nasıl zamanında faydalanması gerektiğini, kriz dönemlerinin nasıl yönetildiğini Hz. Hatice’den öğreniyoruz. Hz. Hatice’nin mal varlığı ile İslam ekonomisi ayakta kalmayı başardı. Müslümanlar ambargoya onun serveti ile tahammül etti.
Siyasetçi kadın olarak ise Hz. Fatıma’nın ön plana çıktığını görüyoruz. Elbette ki Hz. Fatıma sadece siyaset meydanındaki sözleri ve davranışları ile öne çıkmıyor. Birçok fazilete sahip olduğunu ahlak ve tarih kitaplarından hadisten ve Kur'an'dan okuyoruz. Lakin burada insanlara ve İslam’a yön veren alan olarak siyaset ve siyasetçilere olan tutumunda Hz. Fatıma’nın önemine dikkat çekmek istiyoruz.
Özellikle Allah Rasulü’nün vefatından sonra Velayet sahibinin hakkını aramakta, insanların hak imama tabi olması gerektiği konusunda yönlendirilmesinde, hakkı terk edenlere karşı tutumlarında, hakikatin ortaya çıkarılmasında Hz. Fatıma’nın büyük bir etkisi olduğuna şahitlik ediyoruz. Hak rayından saptırılıp batılla karıştırılmak istenildiğinde Hz. Fatıma’nın Mescid-i Nebevi'deki hutbesi birçok oyunu tersine çevirmişti. O hâk gasp edildiğinde ben kadınım evde oturayım dememiş, meydanlarda hakkı ve hakkın sahiplerini insanlara anlatmıştır. Hz. Fatıma bu tutumu ile velayetin ilk savunucusu ve velayetin ilk şehidesi olmuştur.
Öğretmen kadın olarak ise Hz. Zeynep’i tarihteki eşi benzeri olmayan o görev sorumluluğunu nasıl layığı ile omuzladığına şahit oluyoruz. Kerbela vakıasını hem unutulmasını engelleyen, hem sıradan bir matem kültürü haline gelmesini önleyen Hz. Zeynep’tir dersek mübalağa etmiş olmayız. Hz. Zeynep için “Kerbela, Kerbela'da kalırdı eğer Zeynep olmasaydı” sözü de Hz. Zeynep’in çağları aşan mesaj taşıyıcı dolayısıyla öğretici kimliği ile ortaya çıkıyor. O, elli yıl içinde yıkılmaya yüz tutmuş İslam’ı Emevi sarayının direklerini sarsan, uyuyan vicdanları uyandıran, duruşu, tutumu, sözleri ile insanlara hakkı ve batılı yeniden tanıtmış, sadece kendi dönemindeki insanlar için değil yüzyıllar sonra gelecek kişiler için bile hakkın ne olduğunu insanlığa öğretmiş ve hakikati aşikâr etmiştir.
Oysa İslam devletlerinin büyüyüp geliştiği dönemlere baktığımızda Müslüman kadınların hep geri plana atıldığını, israiliyattan etkilenen yahut uydurma hadisler ile kadını, ötekileştirilen, değersizleştirilen, köleleştirilen olarak görüyoruz. Halbuki kadın İslam ile haklarına kavuşmuştu lakin bağnaz Müslümanlar tarafından bu haklar kadının elinden tekrar alındı ve bu durum din düşmanlarının İslam’a saldırması için yeni bir kapı araladı. Bu kapıdan ise ortaçağda kadınları şeytan ilan edip diri diri yakan Avrupa girmiş, getirdiği modern köleliği, özgürlük adı altında sunarak kadına hakkını verdiğini iddia etmiştir.
Merhum Mehmet Akif Ersoy medeniyeti tek dişi kalmış bir canavara benzeterek bizlere medeniyet dağıtan avcıların gerçek yüzünü bir nebze de olsun göstermiştir milli marşımızda. Lakin hala bu canavarın aldatıcı derisine kanmaya devam ediyoruz.
İşte bu yanılgıyı ortadan kaldıracak olan asr-ı saadetteki cehaleti ve uyuşukluğu ortadan kaldıran yönetici, siyasetçi ve öğretici kadın tipleri olacaktır.
Bugün İslam en çok bu kadınlara ihtiyaç duymaktadır. İslam hiçbir zaman kadını evine hapsetmemiş, hiçbir zaman eşinin kölesi olarak tanıtmamıştır. Kadını sahip olduğu cinsiyetten öteye taşıyarak insan olarak ele almış ve üstünlüğün de takva sahiplerinde olduğunu bizlere öğretmiştir.
Bugün takvalı yönetici takvalı siyasetçi, takvalı öğretici kadınlar İslam’ın tekrar ihya olmasına yardım edecek en önemli şahsiyetlerdir.
İlahi adaleti dünyaya hakim kılacak zamanın kurtarıcısı Hz. Mehdi’nin de üç yüz on üç askerinden elli küsur komutanın kadın olduğunu düşünürsek, zuhurun gerçekleşmesi için zuhur asrındaki kadınların asrı saadetteki lider kadınlar gibi olması elzemdir.
Bu kadınların görevlerini ise bireysel çapta, toplumsal çapta ve evrensel çapta olmak üzere üç basamakta ele alabiliriz.
Kadınlarımız bireysel çaptaki çalışmalarına öncelikle kendi nefislerini yönetmek ve doğruya yönlendirmekle başarmalıdırlar. Daha sonra toplumsal çapta öğretici rolü üstlenerek topluma hakiki bilgiyi ulaştırmalı ve hakiki bilgi ile donattığı toplumun sınırlarını genişleterek evrensel çapta tüm insanlara ulaşmalı ve alevi siyaset ile insanların ilahi adaleti talep etmelerini sağlayacak donanıma sahip olmalıdırlar.
Tüm bunlar fereci beklemenin eylemsel halidir. Zuhurun gerçekleşmesi bu kadınların ihya ettiği toplumlar vesilesi ile hız kazanacaktır. O gününe ulaşmak ümidi ile...

 

captcha