Hz. Fatıma zaman ve mekana bağlı kalmadan örnektir

Hz. Fatıma her ne kadar açık bir örnek ise de bir o kadar sırdır. Hatta Kadir suresinin tefsirlerinden biri olarak Hz. Fatıma’ya işaret ettiği buyrulur. “vema edrake ma leyletul gadr” ayeti ile Hz. Fatıma’nın öyle kolayca derk edilemeyeceği bizlere anlatılır.

Hz. Fatıma'nın mübarek doğum günü vesilesiyle İstanbul'da kültürel, dini ve yardım faaliyetlerine başlayan Hümader'in kurucu üyelerinden Uluslararası El Mustafa Üniversitesi'nde İslami ilimler eğitimini tamamlayan Nuray Tuncay ile röportaj gerçekleştirdik. Hz. Fatıma'nın günümüzde de örnek teşkil ettiğini belirten Tuncay, Hz. Fatıma'nın feraset ve cesaretine değindi. İşte röportaj metni:

Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Nuray Tuncay İstanbul’da yaşıyorum. El Mustafa Üniversitesi İslami İlimler ve İstanbul Kültür Üniversitesi Moda Tasarım mezunuyum. Aynı zamanda holistik şifa ile ilgileniyorum. Humader’in kurucu üyelerindenim.

Nuray hanım, çeşitli kültürel faaliyetlerde bulunan kalemi güçlü biri olarak Hz. Fatıma'nın viladetinin yıldönümü arifesinde neler söylersiniz Hz. Fatıma'ya dair?

Hz. Fatıma s.a karanlıktan sonra doğan nur, kıştan sonra gelen bahar, sıkıntıdan sonra ihsan edilen bir ferahlıktır. Allah Hz. Fatıma’yı lütfederek Rasulullah’ın gönlüne su serpmiş ümmetin gözünü aydın kılmıştır adeta. Hz. Fatıma İslam vahiy olduğu günden bugüne bir çok dini siyasi ve ictimai konulardaki düğümlerin çözümü olmuştur. Yanlış anlatılan ve yanlış anlaşılan kadının, değer ve yüceliğini, müdahil olabileceği alanları, görev ve yetkinliklerini aile içindeki ve dışındaki konumunu tüm insanlara anlatan ve örnek olan en açık ayettir.

Hz. Fatıma denince günümüz Müslümanlarının zihinlerinde beliren Fatımatuz Zehra profili ile, kendi şahsiyeti arasında ne gibi farklar var sizce?

Maalesef günümüz Fatıması (geçmişten gelen yanlış ve eksik algı ve aktarımın neticesinde) sadece çocuklarına bakan, eşine itaat eden, evinden dışarıya çıkmayan, sosyal ve siyasal anlamda etkinliği olmayan sıradan bir kadındır. Halbuki Hz. Fatıma insanı kamildir. Her zaman ve mekanda kadın ve erkeklere örenk teşkil edecek tutum ve davranışlarda rol modeldir. Tarihte bir çok kusursuz anneye, fedakar eşe,  iyi ahlaklı evlatlara şahit oluyoruz. Hz. Fatıma’yı sadece bu özellikler ile ele alırsak diğer insanlardan farkı kalmayacak ve üstün olmasının bir sebebi olmayacaktır. Lakin Hz. Fatıma’yı bu üstün özelliklerden daha üstün kılan onun görev ve sorumluluk bilincinde olup bunu en kusursuz bir şekilde yerine getirmesidir. Bu görev ve sorumluluk ise onun  ilim ve basiretinin ne derece yüce olduğunun nişanesidir. Fatıma s.a’nın feraset,  belagat ve cesareti onun en belirgin özelliği idi. Maalesef Hz. Fatıma’nın günümüzde pek anlatılmayan lakin bilinmesi en zaruri olan yönlerinin bence en başında bu özellikleri gelmektedir. Çünkü Fatıma s.a’nın bu tutumundan dolayı birçokları hakkı batıldan ayırabilmiş ve hakkı seçebilmiştir. Nitekim  İmam Caferi Sadık a.s: "Biz insanlara hüccet, annem Zehra da bize hüccettir.” buyurmuştur.

Hz. Fatıma'ya dair elimize az malumatın ulaşmış olmasını nasıl yorumlarsınız?

Hz. Fatıma her ne kadar açık bir örnek ise de bir o kadar sırdır. Hatta Kadir suresinin tefsirlerinden biri olarak Hz. Fatıma’ya işaret ettiği buyrulur. “vema edrake ma leyletul gadr” ayeti ile Hz. Fatıma’nın öyle kolayca derk edilemeyeceği bizlere anlatılır. İşte Hz. Fatıma’nın  sır olmadaki özelliği ve nur olmasındaki hakkın aşikarlığını ortaya çıkarma durumu birilerinin oyunlarını bozduğundan onunla ilgili bilgiler ve kayıtlar ya elimize hiç ulaşmamış yada tahrif edilerek eksik yada yanlış ulaşmasına sebep olmuştur. Yine Hz. Zehra’yı cefakeş ve fedakar bir kadın rolüne hapsetmek de bu zihniyetin bir ürünüdür.

Bugün Hz. Fatıma'nın hayatını araştıran, okuyan, öğrenmeye çalışan Müslüman bir kadın ne gibi kazanımlar elde edebilir bu telaşının karşılığında? Ya da başka bir tabirle Hz. Fatıma'nın hayatını araştırmak bu çağda Müslüman kadınlara yardımcı olur mu, güncel sorunlarına cevap verebilir mi?

Hz. Fatıma’yı araştıran bir Müslümanın kazanımı bana göre, insan olmanın ne demek olduğunu doğru bir şekilde idrak ederek, kendi pahasının farkına varması ve bu farkındalık sonucunda hayatına doğru yön vermesidir. Kişi kendini ve hedefini bilirse yanlışa düşme oranı o denli azalacaktır. Tıpkı bir terazi gibi doğruluk kefesini doldurdukça kişinin hidayet olması ve güçlenmesi de kaçınılmaz olacaktır. Bana göre yaşam boyu elde edilecek en değerli kazanım bu farkındalıktır. Aksi taktirde kişinin yaşaması kendisini zayi etmekten başka bir şey olmayacaktır.
Hz. Fatıma Allah’ın açık ayetlerinden bir ayettir. Dolayısı ile kuran nasıl her zaman ve mekana hitap ediyorsa Hz. Fatıma’da çağlara ve tüm insanlara hitap ediyor. Bugün modern çağdan her kimi örnek alırsanız alın mutlaka eksik kalacak hayatınızın her alanına o şahsı oturtturamayacaksınız. Çünkü kamil bir insan değildir. Bir iki alanda örnek teşkil edebilir ama her alana örnek teşkil edemez. Lakin Hz. Zehra insanı kamil olması hasebi ile tüm insanlara tüm alanlarda rol model olabilir.
Bir kişi;
Evlat olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Bir eş olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Bir anne olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Bir insan olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Bir kul olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Bir komşu olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Bir öğretmen olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Bir idareci olarak nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Sosyal faaliyetlerde nasıl olmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Düşmana karşı nasıl durmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir
Hakkı nasıl savunmam gerekir dediğinde hz. Fatıma’yı örnek alabilir…

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey varsa buyrun?

Bana göre bugün Müslümanların en büyük sorunu kendi velilerini velayet sahiplerini tanımamaları ve onları savunamamalarıdır. Hz. Fatıma küçücük bir çocukken ya da ömrünün sonlarında velayet savunuculuğunu asla bırakmamış ve imamın hamisi olma uhdesini hep layığı ile taşımıştır. Ümmü Ebiha Lakabını peygamber efendimizin müşriklerden yana incitildiği bir zamanda ona teselli vermesi ve yardımcı olması sebebi ile almıştır mesela . Yine Rasulullah’ın vefatından sonra ki Hz. Fatıma’nın en kara ve acı günleriydi küçücük çocuklarını yanına akarak günlerce kapı kapı Medine sokaklarında dolaşıp insanlara Hz. Alinin hakkını anlatmaya çalışmıştır. Bizler de bugün Hz. Zehra’yı örnek alarak velayet sahipleri ve naiplerini tanır ve savunma konusunda birlik olursak adalet nurunun yeryüzüne yayılmasına vesile olur, Alllah’ın dinine yaradım edebilir ve hayalini kurduğumuz o yaşanılası dünyaya ulaşabiliriz. Vesselam...

Çok teşekkür ederiz cevaplarınız için.