Hediye verirken nelere dikkat etmeliyiz?

Hediye verirken dört önemli unsur iş başındadır ve en önemlisi hediyeyi veren kişidir.

Yazar ve din araştırmacısı Muhammed Ali Hüsrevi ‘Maksuda kadar ayetten ayete’ dersler dizisinin beşinci toplantısında varoluşun kökenine dikkat etmenin önemini açıkladı. Metin özeti şöyledir.

Kur’an-ı Kerim’in her cümlesine ‘ayet’ denir. Ayet, işaret anlamına gelir. Sokakta bir tabela gördüğünüzde, amacınız o değildir. Bir yere varmak istiyorsunuz ve o işaret size yol gösteriyor. Kur’an’ın tüm ayetleri ve sureleri, insanoğlunun Allah’a yaklaşmak olan asıl amacına ulaşmasına yardımcı olan işaretlerdir.

Bir insan ayeti amaç edinirse yolunu şaşırmıştır, öyleyse bu bakış açısıyla Kur’an’ı okuyun, örneğin Kevser suresini düşünün. Allah Hz Zehra’yı kevser olarak Hz Muhammed’e (s.a.v) vermiştir. Ama surenin başından itibaren alemin yaratıcısı olan Allah hakkındadır.

Her hediye vermede dört unsur iş başındadır:

1- Hediyeyi veren, 2- Hediyeyi alan, 3- Hediyenin kendisi, 4- Amaç

Kevser suresinde hediyeyi veren Allah’tır( İnnâ a’taynâ), hediyeyi alan Peygamber Efendimiz (ke) ile gösterilen ve hediyenin “Kevser” olduğu bu işin amacıdır. Ayette görüldüğü gibi hediye veren iki kez tekrar edilmiştir, (İnnâ) ve (a’taynâ ). Bu, hediyeden ve hediyeyi alandan önce verene bakmanız gerektiği anlamına gelir.

Kur’an-ı Kerim’in bütün ayetlerinde, bildirilen her kanunda ve zikredilen her nimette Allah’ın eli görülmelidir. Önemli olan varoluşun başlangıcına gösterilen dikkattir. Kur’an’ın tamamı  Allah’ın tekliğine, varlığına, bütün yetkin konuların kendisinde toplandığına inanmayı ifade eder. Kur’an ayetleri bir tesbihin boncukları gibidir, iple birbirine bağlanmıştır, tevhid ile birbirlerine bağlıdırlar.

İhlas ve Tevhid surelerini üç defa okursanız tüm Kur’anı hatim etmiş gibi sevabı vardır derler. Çünkü tevhid ihlastan başka bir şey değildir. Eğer bu bakış açısıyla bakarsak kalbimiz nurlanır. Ve her an İlahi yakınlığa (kurbuna) daha da yaklaşırız.

3965314